Sırça Köşk
Merhabalar.
Bu yazıda size bugün bitirdiğim bir Sabahattin Ali kitabı olan Sırça Köşk‘ten bahsetmek istiyorum.
Üstadımızın kaleminde çıkan ve bir öykü-masal kitabı olan bu kitapta Sabahattin Ali’nin öyküleri ve masalları bir araya toplanmıştır. Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan bu kitap’ta 13 adet öykü ve 4 adet masal yer almaktadır. Kitap ismini içerisinde yer alan bir masaldan almaktadır. Kitaba ismini veren Sırça Köşk masalı kitabın sonunda yer almaktadır.
Yapı Kredi Yayınlarına ait kitap linki şöyledir: http://alisveris.yapikredi.com.tr/tanim.asp?sid=RLY5QI41LK2KW4SF2UFH
Kitapta yer alan öyküler her ne kadar 1945-1947 arası yazılmış olsa da kitabı elinize alıp okuduğunuzda günümüz için de ne kadar geçerli olduğunu göreceksiniz. Öyküler zaman zaman yüzünüzde gülümsemelere sebebiyet verirken zaman da sizi hüzünlendiren anlara sahip.
Sırası ile öyküler şöyledir:
- Portakal: Vinççi İsmail’in gemide karşılaştığı durumlar ve kendisi anlatılıyor.
- Beyaz Bir Gemi: Ressam Tevfik Aravurgun’un sahilde yaptığı bir gemi resmi ve sonrasında olananlar anlatılıyor.
- Katil Osman: Katil olmadığı halde lakabı katil olan Osman’ın gerçekten katil oluşu anlatılıyor.
- Böbrek: Avni Akbulut’un başındaki böbrek taşı derdi ile başına gelenler anlatılıyor.
- Cıgara: Yazarın kendi ağzından, Beyoğlun’da kavga eden bazı çocuklarla arasında geçen konuşma ve durumlar anlatılıyor.
- Millet Yutmuyor: Yazarın ağzından bir panayırda bir türlü müşteri çekemeyen bir mekan anlatılıyor.
- Bahtiyar Köpek: Yazarın ağzından ironik bir şekilde bir köpeğin saadeti anlatılıyor.
- Çilli: Yazar’ın ağzından eski bir öğrencisi ile karşılaşması ve onun durumu anlatılıyor.
- Dekolman: Yazarın ağzından bir hastanede gerçekleştirilecek göz ameliyatı öncesi kendisi ve doktorların durumu anlatılıyor.
- Hakkımızı Yedirmeyiz: Yazarın ağzından çalıştığı bir yerdeki çok dindar görünen ancak gerçek yüzünü para ile gösteren bir kişi ile arasındaki olay anlatılıyor.
- Cankurtaran: Genç yaşta, 15’inde İbrahim tarafından kaçırılıp, evlenip hamile kalan Asiye’nin doğum sancıları ile başlayan olaylar anlatılıyor.
- Çirkince: Yazarın ağzından bugünkü adın Şirince olan ama yazarın çocukluğunda Çirkince diye bildiği yere tekrar gidişini ve gördüklerini anlatılıyor.
- Kurtla Kuzu: Yazarın ağzından karakolda ve karakoldan çıktından sonraki durumlar anlatılıyor.
Sırası ile masallar da şöyledir:
- Bir Aşk Masalı: Yurdunda dertli kimse olmasın isteyen kadın hükümdar olan melike ve derviş’in durumu anlatılıyor.
- Devlerin Ölümü: Dünya üzerinde hiçbir gücün kalıcı olmadığına dair bir masal.
- Koyun Masaları: Koyunların çobanlardan kurtulup daha fenasına yakalanması anlatılıyor.
- Sırça Köşk: Kitaba ismini veren, yıkılmaz, çok sağlam zannedilen Sırça Köşk’ün inşası ve yıkılışı anlatılıyor.
Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. ‘Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin?’ diyorlar. ‘Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir kaşık toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?
“Bahtiyar Köpek” adlı öyküden.
Kitap resmi linki: http://i.idefix.com/cache/600x600-0/originals/0000000143252-1.jpg